Satın Alınan Otobüslerin Kanuni Süre İçinde Trafik Tescil İşlemlerinin Tamamlanmaması Sonucunda Belediye Tarafından Her Bir Otobüs İçin İdari Para Cezası Ödenmesi Suretiyle Kamu Zararına Neden Olunması – Sayıştay Kararı

Satın Alınan Otobüslerin Kanuni Süre İçinde Trafik Tescil İşlemlerinin Tamamlanmaması Sonucunda Belediye Tarafından Her Bir Otobüs İçin İdari Para Cezası Ödenmesi Suretiyle Kamu Zararına Neden Olunması – Sayıştay Kararı

Yılı          2018

Dairesi  6

Karar No              749

İlam No                114

Tutanak Tarihi   25.6.2020

Trafik Tescil İşlemleri

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;

Belediye tarafından satın alınan otobüslerin kanuni süresi içinde trafik tescil işlemlerinin tamamlanmadığı görülmüştür.

Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların satış, devir ve tescili ile bu işlemlerle ilgili yetki ve sorumluluk” başlıklı 20’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinin 1’inci alt bendinde;

“Tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren üç ay içinde tescili için; bunların hurda durumuna gelmesi halinde ise bir ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine başvurmak,

Tescilin yapılması veya silinmesi için vergi kimlik numarası ile yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeleri sağlamak,

zorundadırlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan mevzuat hükmü uyarınca belediye tarafından satın alınan otobüslerin kanuni süresi içinde tescil işlemlerinin yapılması gerekir.

Sorgu konusu olayda ise … Belediyesi tarafından 2017 yılı içerisinde alımı gerçekleştirilen otobüslerin tescilinin kanunun öngördüğü süre olan 3 ay içinde yapılmadığı, 2018 yılı içinde yapılan tescil işlemleri sırasında ise, kanuni süreye uyulmaması nedeniyle her bir otobüs için ayrı ayrı idari para cezası ödendiği görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Kamu Zararı” başlıklı 71’inci maddesine dayanılarak hazırlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in “Kamu zararının belirlenmesi” başlıklı 6’ncı maddesinin (g) bendinde; idarelerin mevzuata aykırı şekilde gerçekleştirdikleri işlemlerden dolayı maruz kaldıkları idari para cezalarının kamu zararı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, satın alınan otobüslerin kanuni süre içinde trafik tescil işlemlerinin tamamlanmaması sonucunda belediye tarafından her bir otobüs için idari para cezası ödenmesi suretiyle neden olunan kamu zararı tutarı olan …-TL’nin Harcama Yetkilisi … ve Gerçekleştirme Görevlisi …’e müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereğince hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizi ile ödettirilmesine anılan Kanun’un 55’inci maddesi uyarınca işbu İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy

Üye … ve Üye …’un karşı oy gerekçesi:

5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde, kamu zararı;” kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır.

6085 sayılı Sayıştay Kanununun 7’nci maddesinde de, sorumlular ve sorumluluk hallerinin uygulamasında 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay denetimi ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumlular ve sorumluluk hallerinin esas alınacağı ve sorumluların mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlü oldukları, ifade edilmiştir.

Bir kamu görevlisinin oluşan kamu zararından sorumlu tutulabilmesi için zararın kamu görevlisinin fiilinin sonucunda oluşması gerekir. Kamu görevlisinin fiili ile kamu zararı arasında bir bağ kurulamazsa kamu görevlisinin sorumluluğundan söz edilemeyecektir.

Bu itibarla, sorgu konusu otobüslerin tescil işlemlerinde gecikmeye sebebiyet verenlerin tespit edilerek savunmalarının alınması ve sonucunda düzenlenecek ek raporun Dairemize intikaline değin konunun hüküm dışı bırakılması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

Yorumlar kapalı