Sahte Çek Kullanarak Alışveriş Yapılması – Resmi Belgede Sahtecilik – Nitelikli Dolandırıcılık

Sahte Çek Kullanarak Alışveriş Yapılması – Resmi Belgede Sahtecilik – Nitelikli Dolandırıcılık
Karar İçeriği
15. Ceza Dairesi 2019/15959 E. , 2020/9499 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f, 43/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 204/1, 43/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’in kendisini Dağlar Gıda isimli şirket yetkilisi …olarak tanıttığı ve ileri tarihli olarak keşide edilmiş olan çeklerle ödeme yapma karşılığında gelinlik sipariş ettiği, katılanında bunu kabul ettiği, sanık …’in çekleri kargo vasıtasıyla katılan …’na gönderdiği, katılan … …’ın çekleri ilgili bankalardan kontrol ettiği ve çek sahiplerinin daha önceden karşılıksız çek keşide etmemesine güvendiği, bu nedenle çeklerin keşide tarihine kadar alacağını tahsil amacıyla bankaya müracaat etmeyerek gönderilen çekler karşılığında gelinlikleri gönderdiği, daha sonra suça konu çeklerin bankaya ibrazında karşılığının olmadığının belirtildiği, yapılan araştırmada Dağlar Gıda isimli bir şirketin mevcut olmadığının tespit edildiği, sanığın bu şekilde zincirleme şekilde atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia olunan olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik yapılan incelemede;
Sanığın savunması, katılan ile müştekilerin beyanları, teşhis tutanağı,ekspertiz raporu, fatura irsaliyeleri ile dosya kapsamından mahkemece sanığın suça konu sahte çekleri farklı tarihlerde yapmış olduğu alışvewriş nedeniyle katılana göndermiş olması nedeniyle hakkında verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, sahtecilik suçu yönünden çekler üzerinden yapılan ekspertiz raporu ile sahteliğinin tespit edilmiş olması nedeniyle bu husustaki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanığın tekerrüre esas sabıka kaydının bulunmasına rağmen hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması sanık aleyhine temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin atılı suçu sanığın işlemediğine, beraat hükmü kurulması gerektiğine dair yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik yapılan incelemede;
Sanık savunması, katılan ve müşteki beyanları ile sanığın atılı suçun sübutuna dair verilen hükümde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin atılı suçu sanığın işlemediğine, beraat hükmü kurulması gerektiğine dair yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken, kolluk beyanında katılan …’in sanığa toplamda 389.574 TL bedelli gelinlik gönderdiğini belirtmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda katılanın uğradığı somut zarar tespit edilmediği ayrıca hüküm fıkrasında sanığın adli para cezası yönünden 1.355.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği halde gerekçeli kararda 30.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına denilmek suretiyle çelişkiye düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın tekerrüre esas sabıka kaydının bulunmasına rağmen hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 06/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar kapalı