Ödemeden Aciz Bir Mirasbırakanın Mirasını Reddeden Mirasçılar, Onun Alacaklılarına Karşı, Ölümünden Önceki Beş Yıl İçinde Ondan Almış Oldukları Ve Mirasın Paylaşılmasında Geri Vermekle Yükümlü Olacakları Değer Ölçüsünde Sorumlu Olurlar
2. Hukuk Dairesi 2017/40312 E. , 2017/21546 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını ve davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, taleplerinin haklı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada, davalı … vefat ettiğinden ibraz edilen veraset ilamına göre davalının tek mirasçısı olan kızı … davaya dahil edilmiş, dosyada mevcut … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/863 esas-2017/58 karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere …’un babası …’nin mirasını kayıtsız şartsız reddettiği ve bu reddin Türk Medeni Kanunu’nun 609/2 maddesi gereğince tesciline karar verildiği gerekçesi ile davalı sıfatı yokluğu nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında, davalı …’nin vefat ettiği, tek mirasçısı olan kızı …’un da mirası kayıtsız şartsız reddettiği gerekçesi ile Mahkemece davalı sıfatı yokluğu nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olmuştur.
Öncelikle, davacı tarafça açıldığı ileri sürülen, mirasın reddinin iptali davasının akıbeti araştırılmalı, ilgili davanın sonucu bu davayı etkileyeceğinden sonucu beklenmelidir.
Davacı tarafça açıldığı belirtilen mirasın reddinin iptali davasının kabul ile sonuçlanması durumunda, davalının tek mirasçısı olan kızı …’a karşı yargılamaya devam edilerek uyuşmazlık çözülmelidir.
Mirasın reddi davasının red ile sonuçlanması durumunda ise, Türk Medeni Kanunu’nun 612. maddesi gereğince terekenin resen tasfiye edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, davacıya yetki verilmesi suretiyle sulh hukuk mahkemesine başvurması sağlanarak, davanın sulh hukuk mahkemesince terekeye atanacak tasfiye memuru huzurunda görülmesi gerekirken, davalının tek mirasçısının mirası reddetmesi gerekçesi ile davalı sıfatı yokluğu nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu noktada, davacı tarafın ileri sürdüğü, davalıya ait taşınmazın kızına devri ile ilgili iddiaların hukuki karşılığı Türk Medeni Kanunu’nun 618. maddesi olup ilgili düzenleme içeriğine göre, “Ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.” denilmektedir. Davacının bu konu ile ilgili iddiaları, yine yukarıda belirtilen resmi tasfiye sürecinde değerlendirilebilecektir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.