Miras payının devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olması için yazılı yapılması gereklidir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17091 E. , 2020/5662 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 26/11/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, dava konusu eski 778 (yeni 110 ada 1267) ve eski 784 (yeni 122 ada 17) parsel sayılı taşınmazların murisleri … adına kayıtlı olduğunu, muris babasının 01/02/1978 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıların kendi aralarında rızai taksim yaparak her bir mirasçının bir kısım yerleri ekmeye başladığını, davalı kardeşinin murisin ölümünden sonra her iki taşınmazda bulunun paylarını 24/11/1980 tarihli köy ihtiyar kurulu tarafından tanzim edilen senette 30.000,00TL bedelle kendisine sattığını, ekip dikmiş olduğu yerleri de kendisine teslim ettiğini, satın aldığı tarihten itibaren de ekip biçtiğini, yaklaşık 35 yıldır bu şekilde kullandığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazlarda murislerinden davalıya isabet eden payların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazları satmadığını, geçici olarak kullanması için verdiğini, tapuda bir işlem yapmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, terekenin henüz mirasçılar arasında paylaşılmadığı, davacının sözleşmeden doğan haklarını mirasçılar arasındaki paylaşma sonunda davalı mirasçıya özgülenen pay yönünden talep etme hakkının saklı olduğu, tereke henüz taksim edilmediğinden davacının davalıdan tapu iptali ve tescil talep etme hakkının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dava, mirasçılar arasında miras payının devrine ilişkin düzenlenen sözleşme gereğince tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun “Miras payı üzerinde sözleşme” başlıklı 677. maddesi “Terekenin tamamı veya bir kısım üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar” hükmünü içermektedir.
Dava konusu 110 ada 1267 ve 122 ada 17 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına göre muris … 1/2 pay sahibidir. … 01/02/1972 tarihinde vefat etmiştir. Taraflar arasında 24/11/1980 tarihinde miras payının devri sözleşmesi düzenlenmiştir. TMK’nun 677. maddesi hükmü uyarınca bir mirasçının diğer mirasçıyı payını yazılı sözleşme ile devri geçerlidir. Bu sözleşme kapsamına göre değerlendirme yapılarak ve muris …’nın mirasçılık belgesi de temin edilerek dosyaya konulduktan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru gürülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.