Konut Tahsis Yardımı – Sayıştay Kararı

Kamu İdaresi Türü Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlarkararı yazdır
Yılı 2018
Dairesi 8
Karar No 225
İlam No 195
Tutanak Tarihi 28.9.2021
Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar

Konut Tahsis Yardımı

… 2018 yılı hesabının Dairemizde yargılanması sonucu düzenlenen … tarih ve … sayılı İlamın 3’üncü maddesinde;

Kurumda 15.01.2012 tarihinden sonra Kurul Başkanı ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan kişilere Kurul kararı ile nakdi olarak konut tahsis katkısı ödenmesi konusuna ilişkin olarak, ilişikli ödeme emri belgelerinde imzası bulunan sorumluların tamamının savunmalarının alınması ve savunmalar sonucunda düzenlenecek yargılamaya esas ek raporun yargılanmasına değin konunun hüküm dışı bırakılmasına karar verilmişti.

Bu karar üzerine, Denetçi tarafından eksik kalan savunmaların tamamlanarak ve sorumluluklar yeniden dağıtılarak ek rapor düzenlendiği görüldüğünden, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 50’inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca konunun görüşülmesinin devamına karar verildi.

Kurumda, 15.01.2012 tarihinden sonra Kurul başkanı ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atananlara Kurul kararı ile nakdi olarak konut tahsis katkısı ödenmesi suretiyle kamu zararına neden olunduğu iddiası ile sorgu konusu edilen toplam …. TL hakkında konunun esasına geçilmeden önce Kurumun, Sayıştayın yargısal denetimine tabi olmadığı iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede;

Temyiz Kurulunun … 2011 yılı hesabıyla ilgili vermiş olduğu …. tarih ve …. sayılı kararında da ifade edildiği üzere, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde;

“Bu Kanun, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsar.

Avrupa Birliği fonları ile yurt içi ve yurt dışından kamu idarelerine sağlanan kaynakların kullanımı ve kontrolü de uluslararası anlaşmaların hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümlerine tâbidir.

Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bu Kanunun sadece 3, 7, 8, 12, 15, 17, 18, 19, 25, 42, 43, 44, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 68 ve 76 78 ncı maddelerine tâbidir.” denilmiştir.

“Kamu zararı”na ilişkin 71’inci maddesi ise;

“(Değişik birinci fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

f) (Mülga:22/12/2005-5436/10 md.)

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

(Değişik üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.

Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.

(Değişik son fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” şeklindedir.

19.12.2010 tarih ve 27790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 5’inci maddesinde;

“ (1) Sayıştay;

a) Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetler ve sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar sunar.

b) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetler, sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlar.

c) Genel uygunluk bildirimini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.

ç) Kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapar.” hükmüne yer verilerek Sayıştayın görevleri sayılmıştır.

Aynı Kanunun 48’inci maddesinde de “Yargılamaya esas rapor” düzenlenmiştir. Söz konusu maddede;

“(1) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap ve işlemlerinin denetimi sırasında denetçiler tarafından kamu zararına yol açan bir husus tespit edildiğinde sorumluların savunmaları alınarak mali yıl sonu itibariyle yargılamaya esas rapor düzenlenir. Ancak bu Kanunun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen hususlara ilişkin düzenlenen yargılamaya esas raporlar için mali yıl sonu beklenmez. Yargılamaya esas raporun düzenlenmesinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap vermeyen sorumluların savunmaları dikkate alınmaz.

(2) Yargılamaya esas raporlar eki belgelerle birlikte Başkanlığa sunulur. Başkanlık bu raporları en geç onbeş gün içinde hesap yargılamasının yapılacağı daireye gönderir.” denilmektedir.

5018 sayılı Kanun’un 2’nci maddesindeki; “Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bu Kanunun sadece 3, 7, 8, 12, 15, 17, 18, 19, 25, 42, 43, 44, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 68 ve 76 78 ncı maddelerine tâbidir.” hükmü yukarıda yer verilen, 6085 sayılı Kanun’un 5 ve 48’inci madde hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Kaldı ki 6085 sayılı Kanun’un “Kaldırılan hükümler” başlıklı 82’nci maddesinde yer alan;

“(1) Bu Kanunun geçici maddelerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla;

a) Geçici 11’inci maddesi hariç, 21/2/1967 tarihli ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu ile ek ve değişiklikleri,

b) 24/6/1983 tarihli ve 72 sayılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile ek ve değişiklikleri,

c) Diğer kanunların Sayıştay denetiminden istisna veya muafiyet tanıyan hükümleri ile bu Kanuna aykırı hükümleri,

yürürlükten kaldırılmıştır.” şeklindeki hüküm de buna cevaz vermektedir.

Ayrıca 6085 sayılı Kanun 5018 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe girmiş olup yargılama hükümleri söz konusu Kanun ile yeniden belirlenmiştir. Denetimle birlikte yargı alanı genişletilmiş, düzenleyici ve denetleyici kurumlar bu yargı alanına tabi kılınmıştır. Bu itibarla …….’nın Sayıştay tarafından yapılan yargısal denetime tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

Esasa ilişkin yapılan incelemede;

…. tarih ve …. sayılı Kurul Kararı ile Kurul başkan ve üyelerine konut tahsis katkısı ödenmesine karar verilmiş ve bu karara istinaden ödeme yapılmaya başlanmıştır.

…. tarih ve …. sayılı Kurul Kararı ile ise, ödenmekte olan net konut tahsis katkısı tutarları, söz konusu tutarların belirlendiği tarihten bugüne kadar yapılan kamu görevlileri maaş ve enflasyon farkı zamları dikkate alınarak …. tarihinden geçerli olmak üzere kurul başkanı ve üyeler için … TL, başkan yardımcıları için … TL, daire başkanları ve başkanlık müşavirleri için …. TL, müdürler için ise …. TL olarak güncellenmiştir ve karar tarihinden sonra ortaya çıkacak kamu görevlileri maaş ve enflasyon farkı zamlarının, bu tarihten sonra ödenecek tutarların güncellenmesinde dikkate alınacağına karar verilmiştir.

01.11.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Kurum Personeli” başlıklı 92’nci maddesinin ikinci fıkrasında;

“Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personeli ücret, malî ve sosyal haklar dışında, diğer personel ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tâbidir.” Denilmekte,

“Ücretler, mali ve diğer sosyal haklar” başlıklı 102’nci maddesinde ise;

“Kurul Başkanına Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. Başbakanlık Müsteşarına ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı usûl ve esaslara göre ödeme yapılır.

Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.

Kurul Başkan ve Üyelerine birinci fıkraya göre belirlenen ücretler tutarında, damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın, her ay tazminat verilir.” Hükümleri yer almaktadır.

Anılan mevzuat hükümlerine göre; Kurula, sadece kadro karşılığı sözleşmeli kurum personelinin mali ve sosyal haklarını, kurul kararı ile düzenleme yetkisi tanınmıştır. Kurulun, aylık ücretler ile diğer mali ve sosyal haklarını düzenleme yetkisi bu kadrolarda çalışan personel ile sınırlıdır. Bu nedenlerle Kurul başkan ve üyelerine, sosyal haklar çerçevesinde “konut tahsis katkısı” adı altında bir ödemenin Kurul kararıyla yapılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Diğer taraftan 375 sayılı KHK’nın Ek 11’inci maddesinin (b) fıkrasındaki;

“b) (Değişik 14/4/2016-6704/30 md.) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 12/7/2013-6495/73 md.) Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”

Hükümleri ile Kurum personeline yapılacak ödemelere ilişkin esaslar 5411 sayılı Kanun’un 102’nci maddesinde düzenlenmesine rağmen, bu ödemelere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 11’inci maddesinin (b) fıkrası ile bir tavan getirilmiştir.

14.04.2016 tarih ve 6704 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile değiştirilen, 375 sayılı KHK’nın Ek 11’inci maddesinin (b) fıkrası hükmü yürürlükte olduğu sürece 15.01.2012 tarihinden sonra kurum kadro ve pozisyonlarına atanan Kurul başkan ve üyelerine yapılan ödemelerin bu maddede yapılan belirlemelere göre tespit edilmesi gerekmektedir.

Anılan hükümler çerçevesinde; 15.01.2012 tarihinden sonra başkan ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan personele uygulanacak ücret tavanının belirlenmesinde emsal alınacak devlet memuru kadroları sırasıyla; Kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısıdır. Kurumun söz konusu personelinden, emsali burada sayılmış olanlara, emsalleri için “yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık net tutarı” sınırına uyularak ödeme yapılabileceği düzenlenmiştir. Ödeme olarak belirlenen kalemler dışında sağlanan hak ve yardımların parasal tutarlarının, ayrıca hesaplanarak yapılacak ödemelere eklenmesi, bu maddede belirlenmiş olan ödeme tavanının aşılması anlamına gelecektir.

Ayrıca sosyal yardımların nelerden ibaret olduğu 657 sayılı Kanun’da sayılmış, konut tahsis yardımı olarak herhangi bir parasal ifadeye yer verilmemiştir. Müsteşar ve müsteşar yardımcısı için sosyal haklar kapsamında lojman tahsisi öngörülmüş ise de bu, ayni bir haktır. Kurumun lojmanı varsa tahsis edilebilir ya da Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamında kiralama suretiyle tahsis yapılabilir. Müsteşar ve müsteşar yardımcısına sağlanan kamu lojmanının, rakamlaştırılıp bir maaş unsuru olarak doğrudan personele konut tahsis yardımı olarak ödenmesine yönelik bir uygulamadan bahsedilmediği gibi, bu hakkın hiçbir surette nakdi yardıma dönüştürülmesi de mümkün değildir.

Öte yandan ….. …. yılı hesabıyla ilgili olarak, Temyiz Kurulu’nun …. tarih ve …. sayılı ilamında karar verildiği üzere Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 10’uncu Maddesinin (i) bendinde yer alan, “Yürürlükte bulunan mevzuatın mali hükümlerinin uygulanmasını yönlendirmek, bu konuda ortaya çıkabilecek her türlü meseleyi çözmek, tereddütleri gidermek” hükmüne istinaden Maliye Bakanlığından istenilen görüşe, Maliye Bakanlığınca cevaben verilen …. sayılı ve …. tarihli yazısında;

“…

Söz konusu mevzuat hükümlerinde de açıkça ifade edildiği üzere, … Başkanına, Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen her türlü ödemeler dahil mali ve sosyal haklar tutarında, Üyelerine, Kurul Başkanına yapılan ödemenin % 95’i oranında ve diğer personele 631 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesi ile bu madde uyarınca yürürlüğe konulan 2002/3729 sayılı BKK hükümleri uyarınca belirlenen ortalama ücret toplamı üst sınırını aşmamak üzere Kurul tarafından belirlenen tutarda ödeme yapılabilmektedir. 5411 sayılı Kanun’un 102’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen her türlü ödemeler dahil mali ve sosyal haklar” ifadesinin ise, yukarıda belirtilen ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde oluşturulan ve ekte yer alan 1 nolu Tabloda belirtilen maaş unsurlarını kapsaması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca Başbakanlık Müsteşarı, medeni ve şahsi durumuna bağlı olarak 84/8813 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 8’nci maddesine göre Devlet memurlarına ödenen aile, doğum ve ölüm yardımları ödenekleri ile 375 sayılı KHK’nın 2’nci maddesi uyarınca ödenen yabancı dil tazminatından Devlet memurlarıyla aynı esas ve usuller çerçevesinde faydalanabilmektedir.

Diğer taraftan, Kamu Konutları Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin (h) bendinde yer alan hüküm uyarınca bütçelerinde yeterli ödeneğin bulunması kaydıyla, bağlı veya ilgili bulunan Bakanlığın teklifi ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Başbakanlıktan izin alınması suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının diğer personeli için konut kiralanabilmektedir. Bu kapsamda, 2012 yılında kamu kurumuna tefrik edilen ödeneğin aşılmaması ve Başbakanlıktan izin alınması kaydıyla, Müsteşar kadrosuna 2000 TL’yi geçmemek üzere, Müsteşar Yardımcısına 1250 TL’yi geçmemek üzere lojman kiralanmasına Bakanlığımızca izin verilmiş bulunmaktadır…” denilmiştir ve ilk paragrafta bahsedilen yazı eki tabloda aynen;

“………………….”

gösterilmiştir. Bakanlıkça yapılan yazılı açıklamada;

-her türlü ödemeler için 631 sayılı KHK ve 2002/3729 sayılı BKK’nın ilgili hükümleri uyarınca belirlenen “ortalama ücret toplamı üst sınırı”nın aşılmaması ve tabloda gösterilen ödeme unsurlarına riayet edilmesi gerektiği,

-konut kiralanması yoluna gidilecek ise; “bağlı veya ilgili bulunan Bakanlığın teklifi ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Başbakanlıktan izin alınması” kaydıyla ve Müsteşar ve Müsteşar Yardımcısı için gösterilen tutarları aşmamak şartıyla kiralama yapılabileceği izah edilmiştir.

Maliye Bakanlığı yazısında da mevzuatınca Başbakanlık Müsteşarı için belirlenmiş ödeme kalemlerinin dışında bir ödemede bulunulması ve Kurum personeli ödemeleri için emsal teşkil eden en yüksek devlet memuruna sağlanan lojmanın bedelinin, parasal bir tutar olarak personele ödenmesi gibi uygulamalara cevaz verilmediği görülmektedir.

Bu itibarla Kurul başkan ve üyelerine, 375 sayılı KHK’nın Ek 11’nci maddesinin (b) fıkrası hükümlerine aykırı olarak ve Kurul kararı gereğince, hukuki bir dayanağı olmaksızın konut tahsis yardımı ödenmesi sonucu oluşan …. TL kamu zararı ile ilgili olarak;

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 50’nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca …. tarih ve …. sayılı İlamın 3’üncü maddesine ilişkin hüküm dışı kaydının kaldırılmasına,

Söz konusu kamu zararının;

…. TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) …., Gerçekleştirme Görevlisi (….) …. ile Diğer Sorumlular(…) …,

… TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) …., Gerçekleştirme Görevlisi (….) …. ile Diğer Sorumlular(…) …,

… TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) …., Gerçekleştirme Görevlisi (….) …. ile Diğer Sorumlular(…) …,

… TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) …., Gerçekleştirme Görevlisi (….) …. ile Diğer Sorumlular(…) …,

… TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) …., Gerçekleştirme Görevlisi (….) …. ile Diğer Sorumlular(…) …’ya müştereken ve müteselsilen,

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereğince işleyecek faizleri ile ödettirilmesine,

Ayrıca ………..

Üyeler … ve …. ‘nın karşı oyları ile ve oy çokluğuyla karar verildi.

Azınlık Görüşü:

Üyeler …. ve ….’nın karşı oy gerekçesi;

“5411 sayılı Kanun’un “Ücretler, malî ve diğer sosyal haklar” başlıklı 102’nci maddesinin birinci fıkrasında;

“Kurul Başkanına Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. Başbakanlık Müsteşarına ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı usûl ve esaslara göre ödeme yapılır.”

İkinci fıkrasında;

“Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.”

Hükmüne yer verilmiştir.

02/07/2018 tarih ve 703 sayılı KHK’nın 166’ncı maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Başbakanlık Müsteşarı” ibaresi “en yüksek Devlet memuru” ve “Başbakanlık Müsteşarına” ibaresi “En yüksek Devlet memuruna” şeklinde değiştirilmiştir.

666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen Ek 11’inci maddesinde;

“b)(Değişik 14/4/2016-6704/30 md.) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 12/7/2013-6495/73 md.) Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”

Denilmektedir.

Maliye Bakanlığının …. sayı ve …. tarihli yazısında da; Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesinin (h) bendinde yer alan hüküm uyarınca bütçelerinde yeterli ödeneğin bulunması kaydıyla, bağlı veya ilgili bulunan Bakanlığın teklifi ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Başbakanlıktan izin alınması suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının diğer personeli için konut kiralanabileceği, bu kapsamda, 2012 yılında kamu kurumuna tefrik edilen ödeneğin aşılmaması ve Başbakanlıktan izin alınması kaydıyla, Müsteşar kadrosuna 2000 TL’yi geçmemek üzere, Müsteşar Yardımcısına 1250 TL’yi geçmemek üzere lojman kiralanmasına Bakanlıkça izin verildiği ifade edilmiştir.

Sayıştay Temyiz Kurulunun …. tarih ve …. tutanak sayılı kararında da; 5411 sayılı Kanun öncesi mevzuat hükümleri ve uygulamaları ile 5411 sayılı Kanun’un 102’nci maddesi ve 27.12.2005 tarih ve 2005/9857 sayılı BKK’nın 1’inci maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde Kurul başkan ve üyelerine, konut tahsis katkısı ödemelerinin yapılması için kanuni bir engel olmadığı sonucuna varılmıştır.

Söz konusu yasal düzenlemeler doğrultusunda ve Sayıştay Temyiz Kurulunu yukarıda bahsi geçen kararında belirtildiği üzere … Başkan ve Üyelerine yapılan konut tahsis katkısı ödemesi ile ilgili olarak ilişilecek husus bulunmadığına karar verilmesi gerekir.”

Yorumlar kapalı