Hakaret Barındıran El İlanı Nedeniyle Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği

4. Hukuk Dairesi 2015/3224 E. , 2015/5412 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 25/11/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile dava konusu haksız saldırının kınanmasına dair verilen 13/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava haksız şikayet ve hakaret nedeniyle kişilik haklarına saldırı iddialarına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ile haksız saldırının kınanmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 2007 yılında tanıştığı davalı ile aralarında duygusal bir ilişki yaşandığını ancak bir süre sonra davalının tutarsız davranışları nedeniyle davalı ile görüşmeyi bıraktığını, davalının 10/03/2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak cinsel saldırıya uğradığı gerekçesiyle kendisini şikayet ettiğini, yapılan soruşturma neticesinde hakkında takipsizlik kararı verildiğini ve bu karara yapılan itirazın reddedildiğini, davalının bir başka dosyada ise; cinsel ilişkilerini kaydedip internette yayınladığı iddiasıyla şikayette bulunduğunu ve anılan dosyanın da takipsizlik kararı ile sonuçlandığını, sonrasında kendisi hakkında ”… kimdir? Babadır, öğretmendir, ressamdır ve tecavüzcüdür. Gerçeği haykır tecavüzcüler yargılansın!” yazılı kağıtları dağıttığını, davalının bu eylemi nedeniyle hakaret suçundan cezalandırıldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının 6 arkadaşı ile birlikte kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu, anılan olayla ilgili soruşturmada verilen takipsizlik kararı ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının yapmış olduğu şikayetlerin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, bu nedenle haksız eylem olarak kabul edilemeyeceği ancak davalının el ilanları yapıştırarak davacıya hakaret etmesinin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş; bunun yanı sıra somut olayın özelliklerinin dikkate alındığında 818 sayılı BK m. 49/3 gereği tecavüzün kınanaması kararı ile yetinilmesi gerektiği belirtilerek bu şekilde hüküm kurulmuştur.
Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/817 esas, 2011/248 karar sayılı dava dosyası ile; davalının dava dilekçesinde belirtilen ifadelerin yer aldığı bir kısım el ilanlarını halka açık yerlere yapıştırarak davacıya karşı hakaret suçunu işlediğinin sabit görüldüğü ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Esasen bu olgu mahkemenin de kabulünde olup, eylemin hukuka aykırı olduğu benimsenmiştir. Ancak adı geçen el ilanlarında davacının adı ve soyadının açıkça yer alması, ilanların davacının görev yaptığı okulun hemen yanında halka açık alanlara yapıştırılması gibi unsurlar ile olayın gelişim şekli dikkate alındığında, olay tarihi itibariyle yürürlükte olup, uygulanması gereken 818 sayılı BK m. 49 (6098 s. TBK m. 58) gereği kınama kararı ile yetinilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmelidir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar kapalı