Facebook Kullanılarak Dolandırıcılığa Teşebbüs – Dolandırıcılık Kastı – Yargıtay Kararı
15. Ceza Dairesi 2017/34520 E. , 2021/204 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f- son, 35/2, 62, 52/2, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın Facebook isimli internet sitesinde 250,00 TL’ye telefon satış ilanı verdiği, müştekinin Facebook sayfasındaki telefon numarasından sanıkla irtibata geçerek bir adet telefon sipariş ettiği, sanık tarafından gönderilen kargonun müşteki tarafından 250,00 TL verilerek teslim alındığı, ancak kargodan bir adet parfüm çıktığı, müştekinin şikayeti üzerine 250 TL’nin sanığa ait hesaba geçirilmeden üzerine bloke konulduğu, sanığın bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; müştekinin facebook isimli internet sitesi üzerinden telefon sipariş ettiği, 31/08/2013 günü gelen kargodan parfüm çıkması üzerine, aynı gün Cumhuriyet savcılığına şikayette bulunduğu, 06/09/2013 tarihli dilekçesi ile ise telefonun geldiğini belirtip şikayetten vazgeçtiği, sanığın da parfümün sehven gönderildiğini, hata farkedildiğinde telefonun gönderildiğini savunduğu anlaşıldığından, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması, mahkemece zapta geçen olumsuz bir gözlemin bulunmaması, sanığın suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmaması hususları gözetilerek, sanık hakkında “Sanığın sabıkalı hali ile suç işleme hususundaki eğilimine nazaran hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde ilerde suç işlemekten çekineceğine dair mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından” gibi dosya içeriği ile uygun olmayan, soyut ve yetersiz gerekçe ile 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
2-)5237 sayılı TCK.’nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararı, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.