Bir Kimsenin Uyruğu Bulunduğu Devlet Ülkesine Yasa Dışı Yollarla Sokulması Eyleminin Göçmen Kaçakçılığı Suçunu Oluşturmayacağı

Bir Kimsenin Uyruğu Bulunduğu Devlet Ülkesine Yasa Dışı Yollarla Sokulması Eyleminin Göçmen Kaçakçılığı Suçunu Oluşturmayacağı
4. Ceza Dairesi 2020/31910 E. , 2021/7935 K.

KARAR

Göçmen kaçakçılığı yapma suçundan sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 79/1-b, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 80,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2015 tarihli ve 2014/109 esas, 2015/34 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2018 tarihli ve 2016/13678 esas, 2018/13892 karar sayılı ilâmında, “… Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak mali veya diğer bir maddi çıkar elde etmek için, bir kişinin vatandaşlığını taşımadığı veya daimi ikametgah sahibi olmadığı bir taraf devlete yasa dışı girişinin temini şeklinde tanımlandığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek Dört Numaralı Protokolün 3. maddesine göre ise hiç kimse uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacaktır…” şeklindeki açıklama karşısında, somut olayda, ….’in vatandaşlığını taşıdığı Azerbaycan’a bağlı Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ülkesine girebilmek amacıyla sanığın kullandığı aracın bagajında gizlendiği ve Iğdır İlinde bulunan Dilucu Gümrük sahasında fark edilerek yakalandığı anlaşılmış olup, bir kimsenin uyruğu bulunduğu devlet ülkesine yasa dışı yollarla sokulması eyleminin göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturmayacağı, söz konusu yabancının Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesindeki suçun konusunu oluşturmadığı ve göçmen kaçakçılığı suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2015 tarih ve 2014/109 esas ve 2015/34 sayılı kararı ile sanık hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bahse konu kararla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 11/02/2020 gün ve 2020/18089 sayılı yazısı ile kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 16/06/2020 tarih ve 2020/970 esas, 2020/7492 Karar sayılı ilamıyla CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca sanığın beraatine hükmedildiği, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hatalı biçimde 11/11/2020 tarihinde aynı dosya ile ilgili ve aynı sebeple ikinci kez kanun yararına bozma isteminde bulunularak dosyanın tekrar Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın kanun yararına bozma istemi hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan yeniden KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 08/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yorumlar kapalı